2025 Asgari Ücret Zam Görüşmeleri: Masada Hâlâ Bir Rakam Yok
2025 yılı için asgari ücret belirleme görüşmeleri tüm hızıyla devam ederken, taraflar arasında somut bir rakam öne sürülemedi. Komisyon çalışmalılarında henüz net bir üret seviyesi ya da zam oranı belirlenmezken, ışçi sendikaları talep ettikleri miktarı açıkladı.
Asgari Ücret Ne Olacak?
2025 yılı için asgari ücret belirleme görüşmeleri tüm hızıyla devam ederken, taraflar arasında somut bir rakam öne sürülemedi. Komisyon çalışmalılarında henüz net bir üret seviyesi ya da zam oranı belirlenmezken, ışçi sendikaları talep ettikleri miktarı açıkladı. Hükümet ve işveren kanadı ise bu konuda sessizliğini koruyor. Asgari ücret özel sektörün çoğu çalışanının maaş seviyesini belirlerken, bu rakamın aynı zamanda ekonomi üzerindeki etkisi de tartışılmaya devam ediyor.
İşçi Sendikaları ve Taleplerı
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, üç toplantı geride bırakmış olmasına rağmen bir karara varabilmiş değil. Bu durum, hem kamuoyunda hem de sendikalar cephesinde tepkiye neden oldu. Sendika temsilcilerinden Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, düzenlediği basın toplantısında 2025 asgari ücret talebini net bir şekilde dile getirdi. Türk-İş, 17 bin 2 TL olan mevcut asgari ücrete yüzde 45 enflasyon zammı ve yüzde 20 refah payı eklenerek toplamda 29 bin 583 TL'lik bir rakama ulaşılması gerektiğini ifade etti. Bu talep, çalışanların artan maliyetler ve hayat pahalılığı karşısında daha iyi bir refah seviyesi yakalamalarını hedefliyor.
İşçi tarafının bu önerisine ek olarak, masada yer almayan DİSK de kendi hesaplamalarıyla öne çıkıyor. DİSK, yoksulluk sınırını bir kriter olarak belirlemiş ve bu sınırın yarısının asgari ücret olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Yaptıkları araştırmaya göre, yoksulluk sınırı 66 bin 976 TL olarak hesaplanıyor ve bu durumda asgari ücretin 33 bin 488 TL seviyesinde olması gerektiği vurgulanıyor. Bu rakamlar, işçi sendikalarının çalışanları destekleme konusundaki hassasiyetini ortaya koyuyor.
Hükümet ve İşveren Kanadı Sessiz
Komisyonda hükümet ve işveren tarafının tutumu ise şu an için belirsizliğini koruyor. TİSK, yani işveren temsilcileri, görüşmelerde herhangi bir çıkış ya da öneri dile getirmedi. Aynı şekilde, hükümet tarafı da henüz somut bir üret artışı oranı telaffuz etmedi. Ancak yetkililer, asgari ücretin belirlenmesinde dengeli bir yaklaşım izleneceği mesajını veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıların başlangıcında yaptığı bir açıklamada, 'Komisyonun, çalışanlarımızın beklentilerini dikkate alarak ülkedeki ekonomik dengeyi bozmayacak bir anlayışla hareket edeceğine inanıyorum' ifadelerini kullandı.
Ekonomi yönetimi tarafından da çeşitli mesajlar veriliyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, asgari ücretin özellikle küçük ve emek yoğun işletmeleri olumsuz etkilemeyecek bir yapıda belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise çalışanları enflasyona ezdirmeyecek bir çözüm bulunmasının önemine değindi. Bu açıklamalar ışveren ve çalışan dengesini sağlama çabasını ortaya koyuyor.
Siyaset ve İş Dünyasının Yaklaşımları
Asgari ücret tartışmaları sadece komisyon toplantılarında değil, aynı zamanda siyasi arenada da sıkça yer buluyor. Muhalefet partileri çoğunlukla mevcut üret seviyelerinin çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu dile getiriyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'Asgari ücret talebimiz 30 bin TL, bunun altında bir rakamı kabul etmeyeceğiz' diyerek parti olarak çizgilerini belirtti. Benzer bir çıkış da İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu'ndan geldi; Dervişoğlu, asgari ücretin net 28 bin TL'nin altında olmaması gerektiğini ifade etti.
Diğer yandan, iş dünyasından gelen görüşler, daha düzgün bir dengede seyrediyor. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, asgari ücrette yüzde 25'in üzerinde bir artışın makul olmadığını ifade etti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ise üret artışlarının çalışanların beklentilerini karşılarken, ülkedeki talep ve fiyat dengelerine zarar vermeyecek bir seviyede olması gerektiğini vurguladı.
2025 asgari ücreti ile ilgili tartışmalar devam ederken, ışçi sendikalarının talepleri, işverenlerin temkinli yaklaşımları ve hükümetin dengeli bir çözüm arayışı öne çıkıyor. Herkesin beklentisi, çalışanların refahını artıracak, iş dünyasını zorlamayacak ve ekonomik dengeyi koruyacak bir rakamın belirlenmesi yönünde.