Sarı pas hastalığına dikkat
Türkiye'de buğday ve diğer tahıl türlerinde görülen sarı pas cücelik hastalığı, son yıllarda önemli verim kayıplarına neden oluyor. Bu hastalık, yaprak bitleri tarafından taşınan sarı cücelik virüsleri (SCV) adı verilen bir grup virüsün neden olduğu enfeksiyon sonucu ortaya çıkıyor. Hastalığın belirtileri arasında yapraklarda sarılık, cücelik, başak oluşumunda azalma ve verim kaybı sayılıyor.
Bu hastalık, Türkiye’de 2000 yılından itibaren Trakya Bölgesi ve bazı illerdeki tahıl üretim alanlarında görülmeye başladı. 2016 yılında ise salgın boyutuna ulaşarak önemli verim kayıplarına neden oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu hastalığa karşı mücadele için çeşitli önlemler alıyor. Bu önlemler arasında, SCV’ye dayanıklı çeşitlerin kullanılması, ekim zamanının ayarlanması, yaprak bitlerinin kontrolü ve yabancı ot türlerinin yok edilmesi sayılıyor. Ayrıca, bu hastalığın yaygınlığı ve şiddetini belirlemek için düzenli olarak tarla gözlemleri yapılması ve gerekli durumlarda ilaçlama yapılması öneriliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili birimleri, SCV’ye dayanıklı çeşitlerin tohumlarını üreticilere temin ediyor. Bu çeşitler, hastalığa karşı genetik olarak korunaklı oldukları için enfeksiyon olsa bile verim kaybına uğramıyorlar. Türkiye’de SCV’ye dayanıklı bazı buğday çeşitleri şunlar: Kate A-1, Flamura 85, Golia, Pehlivan, Gerek 79.
Ekim zamanının da hastalığa karşı önemli bir etkisi olduğu belirtiliyor. SCV’nin bulaştığı yaprak bitleri, sonbaharda ve ilkbaharda daha aktif oluyorlar. Bu nedenle, ekim zamanını yaprak bitlerinin aktivitesinin az olduğu dönemlere göre ayarlamak, hastalığın bulaşma riskini azaltabiliyor. Örneğin, sonbaharda ekim yapılacaksa, yaprak bitlerinin aktivitesinin azaldığı kasım ayının sonlarına doğru ekim yapılması öneriliyor.
Yaprak bitlerinin kontrolü de hastalığın yayılmasını engellemek için önemli bir mücadele yöntemi olarak gösteriliyor. Yaprak bitleri, hem SCV’yi taşıyarak hastalığın bulaşmasına neden oluyorlar, hem de bitki özsuyunu emerek bitkinin gelişmesini engelliyorlar. Yaprak bitlerinin kontrolü için, kimyasal veya biyolojik ilaçlama yöntemleri kullanılabiliyor. Kimyasal ilaçlama yönteminde, yaprak bitlerine karşı etkili olan insektisitler kullanılıyor. Biyolojik ilaçlama yönteminde ise, yaprak bitlerinin doğal düşmanları olan yararlı böcekler veya mantarlar kullanılıyor. Bu yöntemlerin hangisinin daha uygun olduğuna karar vermek için, tarla gözlemleri yapmak ve yaprak biti popülasyonunu takip etmek gerekiyor.
Son olarak, yabancı ot türlerinin yok edilmesi de hastalığın önlenmesine katkı sağlıyor. Yabancı ot türleri, hem SCV’nin konukçuları olabiliyorlar, hem de tahıl bitkileriyle rekabet ederek verimi düşürebiliyorlar. Yabancı ot türlerinin yok edilmesi için, kültürel veya kimyasal mücadele yöntemleri uygulanabiliyor. Kültürel mücadele yönteminde, yabancı ot türleri elle veya makineyle sökülüyor veya yakılıyor. Kimyasal mücadele yönteminde ise, yabancı ot türlerine karşı etkili olan herbisitler kullanılıyor. Bu yöntemlerin hangisinin daha uygun olduğuna karar vermek için, tarla gözlemleri yapmak ve yabancı ot türünü belirlemek gerekiyor.