Maalesef hepimiz hızlı unutuyoruz, o yüzden biraz geçmiş biraz günümüz şeklinde ilerleyelim. 09 Nisan 2024’te ne olmuştu? Ticaret Bakanlığı israille aramızda bir ticaret kısıtlaması getirildiğini duyurmuş, bu haber ana akım medyada fazlaca yer almıştı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak 24 Nisan'da Ankara'da ağırladığı Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile ikili basın toplantısında gelen bir soru üzerine “İsrail ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti” açıklaması yapmıştı.
Bu açıklamaların ana sebebi yerel seçimlerde Ak Partinin güç kaybetmesi olarak yorumlanmıştı, çünkü o dönem Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, İsrail ticareti konusunu çokça gündemde tutmuş. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, kendilerine kaybettirmek için hareket etmekle itham ettiğinde partisinin Hatay Antakya’daki mitinginde şöyle cevap vermişti:
“Bizim şartlarımız belli. İktidar İsrail’le ticareti kessin, Malatya’da İsrail’i korumak için kurulan Kürecik üssünü kapatsın, emekli maaşlarını 20 bin liraya çıkarsın. Biz bugün İstanbul adayımızı çekmeye hazırız.”
Nihayetinde öyle ve böyle Ticaret Bakanlığı, 2 Mayıs'ta tedbirlerin ikinci aşamasına geçildiğini ve Gazze'ye kesintisiz insani yardım akışı sağlanana kadar Türkiye-İsrail arasında ihracat ve ithalat işlemlerinin tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğunu açıkladı.
Gelelim bugüne, gazeteci Metin Cihan’ın haberine göre İsrail'le ticaret devam ediyor; gemiler bizim gümrükte Filistin olarak kaydedilip yolda İsrail olarak değiştiriliyor
Cihan'ın aktardığına göre; Türkiye'deki gümrükten çıkışda gemi, Filistin'e gidecek şekilde kaydediliyor. Yolda, İsrail olarak değiştiriliyor. Gemi, İsrail limanına vardığında malzeme İsrailli alıcıya teslim ediliyor. Filistin'de bu iş için kurulu şirkete komisyon ödeniyor.
Sonuç olarak PARA HER ZAMAN YOLUNU BULUYOR.
Filistin’li kardeşlerimiz mahrumiyete mahkum edilmişken, bombalarla yerle bir edilmişken, destek sloganlarımızda neden samimi değiliz? Bu haberi gördüğümde aklıma şöyle bir anekdot geldi:
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'nin yeni yasama yılının açılış resepsiyonunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, "Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Üzülme! Bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor" dedi.
Sorunda tam olarak burada zaten siyaseten söylendiği için çözüm olmuyor, kadın cinayetleri, çocuklar, adalet, ekonomi, asgari ücret, emekliler bildiğimiz bütün sorunlar siyaseten konuşuluyor ve geçiyor. Doğru bildiğimiz şeyleri samimiyetle dile getirmediğimiz zaman sonucu varamıyoruz. Her doğru her yerde her zaman söylenmeli… Samimiyet önemli vesselam.
