Neredeyse bütün insanlar yaşamı boyunca az ya da çok çeşitli şekillerde stres ve travma yaşıyor.
Tüm bu sıkıntılar yaşamın doğasında olan bir durum olsa da, afetler, yakınını kaybetme, yer değiştirme gibi kaçınılmaz olan olaylar, sanıldığının aksine ne yazık ki çocuklarda yetişkinlere göre çok daha fazla sarsıcı etki bırakıyor.
Kahramanmaraş merkezli 6 şubat depremi bütün ülkeyi derinden yaraladı. Depremin şiddeti, gece uykuda gerçekleşmesi
ve yaşanılan kayıpların büyüklüğü çocukların kavrama sınırlarını çok fazla aşmakta.
Bir anda evini, yakınını, geleceğini kaybeden çocuklar kendilerini bambaşka bir dünyada buluyor.
Bu çocuklar, yaşama bağlandığı bağlar kopmuş, düzenleri alt üst olmuş ve ortada kalmış gibi hissedebiliyor.
Şaşkın ve şokta olan çocuklar, daha sonrasında kimleri kaybettiğine göre yas sürecine giriyor.
Prof. Dr. Şahnur Şener'in de söylediği gibi;
" çocuklardaki travmayı azaltmak için öncelikle çocuğu emniyete almak,
bedensel zedelenmeleri gidermek, beslenmesini düzenlemek, aynı anda da yaşına, kayıp türü ve şiddetine göre
psikolojik destek sağlamak gerekiyor."
Bundan sonraki aşamada ise çocuğun yaşadıklarını anlatmasına,
resim yaparak veya oyun içinde, tek ya da ailesi ile
çocukların bu süreci daha sağlıklı atlatmaları için destek vermek, depremle ilgili düşünce ve duygularına önem vererek güvende olduklarına ve yalnız bırakılmayacaklarına dair teminat vermek çok önemlidir.
Bununla birlikte çocuklara açık, net ve kısa bilgiler verilerek güven ortamı oluşturulmalı, deprem konuşmalarından, haberlerinden ve görüntülerinden uzak tutulmalıdır.
Ayrıca çocukların yakınlarına da onlara nasıl yaklaşacaklarına ve nasıl bir tutum sergileyeceklerine dair önerilerde bulunmak büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak;
Bunun çok sarsıcı bir travma olduğunu ve iyileşme sürecinin zaman alacağının unutulmaması gerekiyor.
Umudum o ki, yaralarımızı hep birlikte saracak, SEVGİ ve beraberlik ile tüm zorlukların üstesinden geleceğiz.
Bu acı günlerin tekrar yaşanmaması temennisi ile...
#GeçmişOlsun